https://www.ballicubuk.com.tr/blog/keciboynuzu-harnup-nedir
Keçiboynuzu (Harnup) Nedir?
EditorBlog
Keçiboynuzu (harnup) ağacı nedir, ne işe yarar, ne kadar sürede meyve verir, ömrü ne kadardır, tarihçesi nedir, nasıl tüketilir ve kullanım alanları nelerdir?Keçiboynuzu (Harnup) Nedir?
Keçiboynuzu; bilimsel adı Ceratonia siliqua veya harnup olarak bilinen, besleyici değeri oldukça yüksek olan baklagiller (Fabaceae) familyasına ait meyveleri yenen bir bitki türüdür. Akdeniz ülkeleri başka olmak üzere; Akdeniz, Kuzey Afrika’nın yanı sıra, Hint Yarımadası ve Asya’nın çeşitli bölgelerinde sahil şeritlerinde yetişir. Ülkemizde ise; tüm bölgelerinde eser miktarda görülür ancak; yoğun olarak Akdeniz ve Ege bölgelerinde yabani şekilde yetişmektedir. Keçiboynuzu içerisinde kalsiyum, çinko, potasyum, fosfor, K ve E vitamini gibi zengin mineral ve vitamin grubu bulunur. Ayrıca; keçiboynuzu içerdiği %52-62 şeker oranıyla enerji içeriği yüksek gıdalar arasındadır. Keçiboynuzu'nun faydaları hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Keçiboynuzu ağacı 6-16 metre aralığında uzunluğa sahip olabilir ve kış aylarında da yaprak dökmez. Yaprakları 8-17 cm. arasında büyüklüğe ve parlak görünüme sahip olup, alt yüzeyi kırmızımsı esmer renktedir. Yine yaprakları kısa saplı ve oval şekilde olup, kenarları düz, açık yeşil renkte, üzerinde ortada ana damar ve ondan sağlı solu ikiye ayrılan yan damarlar bulunur. Çiçekleri yeşilimtırak renktedir ve meyvesi (Keçiboynuzu); 10-20 cm. arasında yassı, etli, açılmayacak kadar sert yapıda ve koyu renklidir.
Keçiboynuzu Tarihçesi
Keçiboynuzu (Harnup); yeryüzünde yüzyıllardan beri bilinen ve tüketilen bir meyvedir. Yunanca'da keration, İngilizce'de carob ya da St.Johns Bread, Almanca'da johannisbrot, Arapça'da ise; kharub (خروب) veya kharnub olarak anılır. Yakup (A.S.) Peygamber'in çölde ekmek bulamadığı zamanlar, yerine keçiboynuzu yediği içinde de; bu meyve Almanca ve İngilizce'de "Yâkub Peygamber’in Ekmeği" mânâsına gelir. İlk olarak Mısır’da kullanılmaya başlandığı tahmin edilen keçiboynuzu, ölçü ve tedavi alanlarında insanlık tarihinde adından sıkça söz ettirmiş bir bitkidir. M.Ö. 79 yılına ait Vezüv yanardağı kalıntıları arasında bu bitkinin de kalıntılarına rastlanmıştır ve yüzyıllar boyunca da değerli taşların hassas tartımlarında ağırlık ölçüsü olarak kullanılmış olup, elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmıştır. Bu nedenle uzun yıllardan beri kullanılan elmas, yakut gibi değerli taşların ölçümlerindeki ölçü birimi (kırat-karat) adını keçiboynuzunun çekirdeklerinden almıştır.
Lokman Hekim (Eskülâç)'in Keçiboynuzu ile olan kıssası ise; hastaları tedavi etmek için Anadolu'nun güneyine doğru gitmesiyle başlar. Çokça limon ağaçlarını ve ilerisinin de Keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görünce Lokman Hekim yanında bulunanlara; "Buranın insanlarının bana ihtiyacı olmaz" der ve geri döner.
İbrahim B. Tahmân, Ata B. Es-Sâid'den, o Saib B. Cübeyr'den, o İbn Abbas'tan rivayet ettiğine göre; Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem'in (Hz. Muhammed) buyurduğu hadiste, Hz. Süleyman'ın Azrail Aleyhisselam'a kendisinin ölüm alametini sorması ve cevap olarak da; "Secde ettiğin yerden Harnup (keçiboynuzu) denilen bir ağaç çıkacak.(Kurtubi)" almasından da anlaşılıyor ki; keçiboynuzu çok eski zamanlara da şahitlik etmiş günümüze kadar da varlığını sürdürmüş bir ağaçtır.
Günümüzde Keçiboynuzu (Harnup), Akdeniz iklim kuşağının önemli bir bitkisidir. Türkiye’de keçiboynuzu yerel dilde harnup, harup, boynuz, buynuz, keçibuynuzu ve yaban balı gibi isimlerle de bilinir. Bu ağacın meyve vermesi en erken 15-16 yıl kadar zaman alır ve 400 yıla kadar yaşayabilirler. Meyvesinin hasat zamanı Ağustos ortalarında başlar ve Aralık ayına kadar devam eder. Keçiboynuzu çiçekleri ise; 6–12 cm. uzunluğunda olup açık yeşilimsi kırmızı, küçük ve çok sayıdadır. Çiçekler eylül-ekim aylarında açar ve nahoş kokuludur. Ağacın meyveleri (legümen) ise; 15–20 cm. kadar uzunlukta olabilen, ilk zamanlar yeşil olgunlaştığında da kahverengimsi renge dönüşen bir süreç geçirirler. Ağaç meyvesinin mezokarpı (orta tabakası) taze iken yumuşak ve tatlıdır. Her bir meyvenin (bakla) içerisinde on beş kadar sert kabuklu yassı tohumlar bulunur. Tohumlar Trigosol adı verilen bir madde içerir. Bitkinin bazı cinsleri hermafrodit, bazılarında ise; erkek dişi ayrı ağaçlardadır ve erkek olanları meyve vermez. Bir keçiboynuzu ağacının yıllık ortalama verimi 90–115 kg. arasında değişebilir ancak; nadiren de görülse yetişkin bir ağaç 1 Ton (1000 kg.) kadar meyve verebilir. Genel olarak bitkinin içinde bulunduğu iklim ve toprak koşullarına bağlı olarak bu değer 300 kg. civarında olmaktadır.
Keçiboynuzu Çekirdeğinin Standart Ağırlığı
Çok uzun bir kültürel geçmişe sahip olan keçiboynuzu, günümüzde de geniş kullanım yelpazesiyle birçok açıdan önemini korumaktadır. Keçiboynuzu meyvesinin içinde 10-15 arası çekirdek bulunur ve her çekirdeğinin ağırlığı aynıdır. Doğada ağırlığı değişmeyen tek tohum ünvanına sahiptir ve her çekirdeğinin ağırlığı istisnasız 0.2 gram (1 karat) gelmektedir. Bu özelliğinden dolayı keçiboynuzu çekirdeği Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır. Antikçağda ve daha öncesinde de altın ve kıymetli taşları hassas olarak tartabilmek için keçiboynuzunun çekirdeklerinden faydalanıldığı bilinmektedir. Keçiboynuzu çekirdeği elmas ticaretinde de ağırlık ölçüsü kullanılmıştır ve elmasların değerini ifade eden krat birimi adını buradan almıştır. Birçok bölgede hala keçiboynuzu çekirdeklerine kırat ya da karat denilmektedir.
Onaltı tanesi bir dirhem eden Keçiboynuzu çekirdeği 3 gr. ağırlığı temsil ederdi. Satıcı iki dirhemlik (32 çekirdek) bir şey satarken lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa; bu durum malı alanın itibarını gösterirdi. Olağandan fazla giyinen, süslenen kişilere "iki dirhem bir çekirdek" denmesi bundan gelmektedir. Arapça kökenli bir sözcük olan Dirhem ise; Okka'nın 400'de birine eşit olan 3,148 gramlık eski bir ağırlık ölçüsüdür. İstanbul'da ise; dirhem için belirlenen ağırlık ise 3,207 gramdır. Azar azar ve gümüş para anlamına da gelen dirhem kelimesi, çok bilinen bir deyiş olan "kendini dirhem dirhem satmak" ifadesinin de yine çıkış kaynağıdır.
Keçiboynuzu Kullanım Alanları
Keçiboynuzu (Harnup); ağacı, meyvesi, yaprakları ve çekirdeklerinin farklı alanlarda kullanılması sebebiyle full hammadde olarak endüstri kollarındaki vazgeçilmez konumuyla sürekli ihtiyaç duyulan bir nimettir. Ağacın boynuz şeklindeki uzun kahverengi meyveleri; zengin karbonhidrat içeriği nedeniyle yüzyıllar boyu besin olarak kullanılmış olup, kullanım yelpazesi sürekli genişlemekte ve günümüzde de favori gıdalar arasındadır. Düşük yağ, düşük kalori, yüksek lif ve kalsiyum içeriğinin yanı sıra kafein türevlerini çok düşük miktarda (50 misli daha az) taşıması nedeniyle meyvelerin etli kısmı toz formuna getirilip, kakao yerine ucuz bir alternatif olarak şekerleme, çikolata, içecek, pasta ve ekmek yapımında kullanılır. Yine çekirdeklerinin endospermlerinden elde edilen zamksı madde başta dondurma olmak üzere; yoğurt, puding, eritme ve krem peyniri, su bazlı jöleler, şekerleme, balık ürünleri, içecek, ketçap, mayonez, salça, unlu mamüller ve dondurulmuş gıdalar gibi birçok ürünün en önemli bileşeni olmaktadır. Geleneksel tüketimine bakıldığında da; Mısır'da keçiboynuzu şurubu, Türkiye ve Suriye'de pekmez ve "keleş" adı verilen reçel yapımında (Özellikle Anamur ve Gazipaşa'da), Lübnan'da ise "Celab" adı verilen keçiboynuzu şurubu yapımında, İspanya, Portekiz, Yunanistan ve Kıbrıs'ta da bebek maması yapımında katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Genel olarak keçiboynuzunun kullanım alanları aşağıda listelenmiştir.
-
Matbaacılık
-
İlaç Sanayi
-
Kozmetik Sanayi
-
Bebek Maması
-
Kibrit Yapımı
-
Mobilyacılık
-
Dericilik (Tabaklama)
-
Diş Macunu (Yoğunlaştırıcı)
-
Fotoğraf Film Emülsiyonu
-
Deterjan İmalatı
-
Plastik Sanayi
-
Seramik Endüstrisi (Tutkal)
-
Sigara Endüstrisi (Lezzet Arttırıcı)
-
Tekstil Sanayi
-
Kağıt İmalatı
-
Petrol Endüstrisi